İnsan vücudu, iç ve dış faktörlerden kaynaklanan sıcaklık değişikliklerine karşı kendi sıcaklığını koruyan karmaşık bir sistem olan termoregülasyon mekanizmasına sahiptir. Vücut sıcaklığının düzenlenmesi, vücut içindeki birçok sistem arasında etkileşim içerir ve vücut sıcaklığının belirli bir aralıkta tutulmasını sağlar.
Termoregülasyonun ana bileşenleri termoreseptörler, beyin ve efektör mekanizmalarıdır. Termoreseptörler, vücut yüzeyinde ve iç organlarda bulunan sinir uçlarıdır ve çevredeki sıcaklık değişikliklerini algılarlar. Bu bilgiler, beyindeki hipotalamus adı verilen bölgeye iletilir. Hipotalamus, vücut sıcaklığını değerlendirir ve uygun tepkileri başlatır.
Soğutma mekanizmaları arasında terleme, deri kan damarlarının genişlemesi ve solunum yoluyla ısı kaybı yer alır. Terleme, vücuttan suyun buharlaşması yoluyla ısı enerjisinin kaybedilmesini sağlar. Deri kan damarlarının genişlemesi, vücuttan ısı transferini artırır ve deri yüzeyinin soğumasını sağlar. Solunum yoluyla, vücut ısısının bir kısmı solunum havasına aktarılır ve dışarı atılır.
Isı üretme mekanizmaları arasında ise kas kasılmaları (titreme), metabolizma hızının artması ve sempatik sinir sistemi aktivasyonu bulunur. Titreme, kas kasılmaları aracılığıyla ekstra ısı üreterek vücut sıcaklığını artırır. Metabolizma hızının artması, vücut hücrelerindeki metabolik reaksiyonların hızlanmasına ve daha fazla ısı üretilmesine neden olur. Sempatik sinir sistemi aktivasyonu ise, kan damarlarının daralmasına ve vücut yüzeyindeki ısı kaybının azalmasına yol açar.
Bu mekanizmaların bir arada çalışması, vücut sıcaklığının dengelenmesini ve çevresel değişikliklere uyum sağlanmasını sağlar. Bu, vücut sıcaklığının aşırı yükselmesini (hipertermi) veya aşırı düşmesini (hipotermi) önler ve vücut fonksiyonlarının düzgün bir şekilde devam etmesini sağlar.