• KARDİYOPULMONER RESÜSİTASYON ÖZETİ
    Kardiyopulmoner resüsitasyon (KPR), kalp durmasında veya solunumun durmasında yaşamı kurtarmak için yapılan acil tıbbi müdahalelerin bir kombinasyonudur. İşte KPR'nin özeti:

    Tanım:

    Kardiyopulmoner resüsitasyon, kalp atışlarının durması (kardiyak arrest) veya solunumun durması durumlarında hayat kurtarmak için uygulanan acil tıbbi müdahalelerin bir setidir.
    Bu müdahaleler, kalp atışlarını ve solunumu yeniden başlatmayı, kan dolaşımını sürdürmeyi ve beyin hasarını en aza indirmeyi amaçlar.
    Temel İlk Yardım Adımları:

    Hasta Güvenliği: Acil durumda güvenliği sağlamak için çevreyi değerlendirme.
    Hasta Yanıtı: Hasta bilincini kontrol etme ve tepki verip vermediğini kontrol etme.
    112 veya Diğer Acil Yardım Hattını Arama: Acil yardım çağrısı yapma.
    Solunum Kontrolü: Hasta solunumunu kontrol etme ve solunumun olmadığı durumlarda hemen müdahale etme.
    Göğüs Kompresyonları: Kardiak arrest durumunda göğüs kompresyonlarına başlama.
    İleri KPR Adımları:

    Solunum Yolu Açıklığı Sağlama: Solunum yolu açık değilse, başı doğru pozisyona getirme veya solunum yolunu temizleme.
    Yapay Solunum (Yüz Maskesi veya Ambu Cihazı ile): Solunum yapamayan hastaya yapay solunum sağlama.
    Defibrilasyon: Ventriküler fibrilasyon veya ventriküler taşikardi durumunda, defibrilatör kullanarak şok uygulama.
    İntravenöz Erişim ve İlaç Yönetimi: İntravenöz erişim sağlama ve ilaçların (epinefrin, amiodaron vb.) verilmesi.
    Çocuk ve Yenidoğanlarda KPR:

    Çocuk ve yenidoğanlarda KPR prosedürleri yetişkinlere göre farklılık gösterebilir. Genellikle daha düşük basınçlı göğüs kompresyonları, daha küçük boyutlarda maskeler veya tüplerle yapay solunum ve ilaç dozlarının ayarlanması gibi farklılıklar vardır.
    Uzun Süreli İzlem ve Destek:

    KPR sonrası, hastanın stabilizasyonu ve uzun süreli izlemi önemlidir. Kardiyak arrest sonrası komplikasyonların (örneğin, hipotermi, hipoksik-biyolojik hasar) önlenmesi ve tedavi edilmesi gerekebilir.
    Ayrıca, kalıcı nörolojik hasarın önlenmesi ve rehabilitasyon sürecinin başlatılması da önemlidir.
    Kardiyopulmoner resüsitasyon, acil tıbbi müdahalelerin hızlı ve koordineli bir şekilde uygulanmasıyla hayat kurtarmada kritik bir rol oynar. KPR'nin temel adımlarının bilinmesi ve etkili bir şekilde uygulanması, kardiyak arrest durumlarında hayatta kalma şansını artırabilir.
    KARDİYOPULMONER RESÜSİTASYON ÖZETİ Kardiyopulmoner resüsitasyon (KPR), kalp durmasında veya solunumun durmasında yaşamı kurtarmak için yapılan acil tıbbi müdahalelerin bir kombinasyonudur. İşte KPR'nin özeti: Tanım: Kardiyopulmoner resüsitasyon, kalp atışlarının durması (kardiyak arrest) veya solunumun durması durumlarında hayat kurtarmak için uygulanan acil tıbbi müdahalelerin bir setidir. Bu müdahaleler, kalp atışlarını ve solunumu yeniden başlatmayı, kan dolaşımını sürdürmeyi ve beyin hasarını en aza indirmeyi amaçlar. Temel İlk Yardım Adımları: Hasta Güvenliği: Acil durumda güvenliği sağlamak için çevreyi değerlendirme. Hasta Yanıtı: Hasta bilincini kontrol etme ve tepki verip vermediğini kontrol etme. 112 veya Diğer Acil Yardım Hattını Arama: Acil yardım çağrısı yapma. Solunum Kontrolü: Hasta solunumunu kontrol etme ve solunumun olmadığı durumlarda hemen müdahale etme. Göğüs Kompresyonları: Kardiak arrest durumunda göğüs kompresyonlarına başlama. İleri KPR Adımları: Solunum Yolu Açıklığı Sağlama: Solunum yolu açık değilse, başı doğru pozisyona getirme veya solunum yolunu temizleme. Yapay Solunum (Yüz Maskesi veya Ambu Cihazı ile): Solunum yapamayan hastaya yapay solunum sağlama. Defibrilasyon: Ventriküler fibrilasyon veya ventriküler taşikardi durumunda, defibrilatör kullanarak şok uygulama. İntravenöz Erişim ve İlaç Yönetimi: İntravenöz erişim sağlama ve ilaçların (epinefrin, amiodaron vb.) verilmesi. Çocuk ve Yenidoğanlarda KPR: Çocuk ve yenidoğanlarda KPR prosedürleri yetişkinlere göre farklılık gösterebilir. Genellikle daha düşük basınçlı göğüs kompresyonları, daha küçük boyutlarda maskeler veya tüplerle yapay solunum ve ilaç dozlarının ayarlanması gibi farklılıklar vardır. Uzun Süreli İzlem ve Destek: KPR sonrası, hastanın stabilizasyonu ve uzun süreli izlemi önemlidir. Kardiyak arrest sonrası komplikasyonların (örneğin, hipotermi, hipoksik-biyolojik hasar) önlenmesi ve tedavi edilmesi gerekebilir. Ayrıca, kalıcı nörolojik hasarın önlenmesi ve rehabilitasyon sürecinin başlatılması da önemlidir. Kardiyopulmoner resüsitasyon, acil tıbbi müdahalelerin hızlı ve koordineli bir şekilde uygulanmasıyla hayat kurtarmada kritik bir rol oynar. KPR'nin temel adımlarının bilinmesi ve etkili bir şekilde uygulanması, kardiyak arrest durumlarında hayatta kalma şansını artırabilir.
    ·8284 Görüntülenme
  • İNME HASTASININ ACİL SERVİS YÖNETİMİ KONU ÖZETİ
    İnme, beyin dokusunun dolaşım bozukluğu sonucu hasar görmesiyle ortaya çıkan ciddi bir tıbbi durumdur. İşte inme hastasının acil servis yönetimi hakkında bir konu özeti:

    Tanım:

    İnme, beyin dokusuna kan akışının ani bir kesilmesi veya beyin dokusunu besleyen bir arterin tıkanması sonucu meydana gelen hasardır.
    İnme, iskemik inme ve hemorajik inme olmak üzere iki ana tipte görülür.
    Epidemiyoloji ve Risk Faktörleri:

    İnme, dünya çapında önde gelen ölüm nedenlerinden biridir ve yaşam boyu herkesin risk altında olduğu bir durumdur.
    Risk faktörleri arasında hipertansiyon, diyabet, atriyal fibrilasyon, sigara içme, obezite, yüksek kolesterol, hareketsiz yaşam tarzı ve ailesel öykü bulunur.
    Klinik Bulgular:

    İnme klinik bulguları, hastanın hasar gören beyin bölgesine ve inmenin tipine bağlı olarak değişir.
    Yaygın semptomlar arasında ani başlayan yüz, kol veya bacak felci veya zayıflığı, konuşma bozukluğu, görme kaybı, baş dönmesi, denge kaybı ve ani şiddetli baş ağrısı bulunabilir.
    Tanı:

    İnme tanısı, hastanın klinik öyküsü, fizik muayene bulguları ve görüntüleme testleri (örneğin, beyin tomografisi veya manyetik rezonans görüntüleme) kullanılarak konur.
    Tanı, hastanın semptomlarının başladığı andan itibaren en kısa sürede konulmalıdır, çünkü zamanında tedavi, sonuçları önemli ölçüde etkileyebilir.
    Tedavi:

    İskemik inme tedavisinde, hastanın acil servise kabulünden itibaren mümkün olan en kısa sürede intravenöz trombolitik tedavi (örneğin, doku plazminojen aktivatörü - tPA) başlanmalıdır.
    Hemorajik inme tedavisinde, kan basıncının kontrolü, intrakraniyal kanama izlemi ve cerrahi müdahale gerekebilir.
    İnme rehabilitasyonu, hastanın fiziksel, duygusal ve bilişsel işlevlerinin yeniden kazanılmasına yardımcı olmak için önemlidir.
    İzlem ve Rehabilitasyon:

    İnme hastaları, tedavi sonrası izleme ve rehabilitasyon programına dahil edilmelidir.
    İnme rehabilitasyon programları, hastanın yaşam kalitesini artırmaya, bağımsızlığını yeniden kazanmasına ve fonksiyonel bağımsızlığını iyileştirmeye yönelik fizik tedavi, konuşma terapisi, iş terapisi ve psikososyal destek içerebilir.
    İnme, acil servislerde acil müdahale gerektiren ciddi bir tıbbi durumdur. İnme hastalarının hızlı tanı, erken tedavi ve etkili rehabilitasyon ile yönetilmesi, hastaların yaşam kalitesini artırabilir ve morbidite ile mortaliteyi azaltabilir. Bu nedenle, inme tanı ve tedavi protokolleri acil servislerde büyük öneme sahiptir.
    İNME HASTASININ ACİL SERVİS YÖNETİMİ KONU ÖZETİ İnme, beyin dokusunun dolaşım bozukluğu sonucu hasar görmesiyle ortaya çıkan ciddi bir tıbbi durumdur. İşte inme hastasının acil servis yönetimi hakkında bir konu özeti: Tanım: İnme, beyin dokusuna kan akışının ani bir kesilmesi veya beyin dokusunu besleyen bir arterin tıkanması sonucu meydana gelen hasardır. İnme, iskemik inme ve hemorajik inme olmak üzere iki ana tipte görülür. Epidemiyoloji ve Risk Faktörleri: İnme, dünya çapında önde gelen ölüm nedenlerinden biridir ve yaşam boyu herkesin risk altında olduğu bir durumdur. Risk faktörleri arasında hipertansiyon, diyabet, atriyal fibrilasyon, sigara içme, obezite, yüksek kolesterol, hareketsiz yaşam tarzı ve ailesel öykü bulunur. Klinik Bulgular: İnme klinik bulguları, hastanın hasar gören beyin bölgesine ve inmenin tipine bağlı olarak değişir. Yaygın semptomlar arasında ani başlayan yüz, kol veya bacak felci veya zayıflığı, konuşma bozukluğu, görme kaybı, baş dönmesi, denge kaybı ve ani şiddetli baş ağrısı bulunabilir. Tanı: İnme tanısı, hastanın klinik öyküsü, fizik muayene bulguları ve görüntüleme testleri (örneğin, beyin tomografisi veya manyetik rezonans görüntüleme) kullanılarak konur. Tanı, hastanın semptomlarının başladığı andan itibaren en kısa sürede konulmalıdır, çünkü zamanında tedavi, sonuçları önemli ölçüde etkileyebilir. Tedavi: İskemik inme tedavisinde, hastanın acil servise kabulünden itibaren mümkün olan en kısa sürede intravenöz trombolitik tedavi (örneğin, doku plazminojen aktivatörü - tPA) başlanmalıdır. Hemorajik inme tedavisinde, kan basıncının kontrolü, intrakraniyal kanama izlemi ve cerrahi müdahale gerekebilir. İnme rehabilitasyonu, hastanın fiziksel, duygusal ve bilişsel işlevlerinin yeniden kazanılmasına yardımcı olmak için önemlidir. İzlem ve Rehabilitasyon: İnme hastaları, tedavi sonrası izleme ve rehabilitasyon programına dahil edilmelidir. İnme rehabilitasyon programları, hastanın yaşam kalitesini artırmaya, bağımsızlığını yeniden kazanmasına ve fonksiyonel bağımsızlığını iyileştirmeye yönelik fizik tedavi, konuşma terapisi, iş terapisi ve psikososyal destek içerebilir. İnme, acil servislerde acil müdahale gerektiren ciddi bir tıbbi durumdur. İnme hastalarının hızlı tanı, erken tedavi ve etkili rehabilitasyon ile yönetilmesi, hastaların yaşam kalitesini artırabilir ve morbidite ile mortaliteyi azaltabilir. Bu nedenle, inme tanı ve tedavi protokolleri acil servislerde büyük öneme sahiptir.
    ·12461 Görüntülenme
  • ÇENE ÇIKIĞINI YERİNE TAKMA (TME REDÜKSİYONU)
    Çene çıkığını yerine takma işlemi, mandibulanın (çenenin) çıkmış olduğu pozisyondan doğru yerine getirilmesini içerir. Bu prosedür, travmatik bir olay sonucu oluşan mandibula çıkığı durumunda uygulanır. Çene çıkığının doğru bir şekilde yerine takılması, ağrıyı azaltabilir, çiğneme fonksiyonlarını geri kazandırabilir ve diğer komplikasyonları önleyebilir. İşte çene çıkığını yerine takma işleminin genel adımları:

    Hasta Değerlendirmesi:

    Hasta, çene çıkığının olduğu pozisyonda rahatlatılır ve değerlendirilir.
    Çene çıkığının türü ve şiddeti belirlenir. Gerekirse, röntgen veya diğer görüntüleme yöntemleri kullanılabilir.
    Anestezi Uygulaması:

    İşlem genellikle lokal anestezi altında yapılır. Hasta, ağrıyı hissetmez ve prosedür sırasında rahat olur.
    Çene Manipülasyonu:

    Çene, hasta konforunu sağlayacak şekilde desteklenir.
    Doktor, çene çıkığını düzeltmek için dikkatlice manipülasyon yapar. Bu, mandibulanın doğru pozisyona geri yerleştirilmesini içerir.
    Mandibula, genellikle alt çenenin arkasına doğru çekilir ve yukarıya doğru itilir.
    Çene Sabitleme:

    Çene, yerine getirildikten sonra, sabitlenmesi için belirli bir süre boyunca desteklenir.
    Hasta, belirli bir süre boyunca yumuşak bir diyet uygulamak veya belirli bir süre boyunca çiğnemekten kaçınmak gibi talimatlar alabilir.
    Sonrası Bakım:

    İşlem sonrası, hasta izlenir ve olası komplikasyonlar açısından değerlendirilir.
    Çene çıkığı tekrarlama riskini azaltmak için hasta, uygun koruyucu ekipman kullanımı veya diğer talimatlar alabilir.
    Hasta, iyileşme süreci boyunca düzenli kontroller ve gerekirse rehabilitasyon programlarına katılabilir.
    Çene çıkığını yerine takma işlemi, deneyimli bir sağlık uzmanı tarafından gerçekleştirilmelidir. Bu prosedür, doğru bir şekilde yapıldığında, hastanın semptomlarını hafifletebilir ve mandibulanın fonksiyonlarını geri kazandırabilir.
    ÇENE ÇIKIĞINI YERİNE TAKMA (TME REDÜKSİYONU) Çene çıkığını yerine takma işlemi, mandibulanın (çenenin) çıkmış olduğu pozisyondan doğru yerine getirilmesini içerir. Bu prosedür, travmatik bir olay sonucu oluşan mandibula çıkığı durumunda uygulanır. Çene çıkığının doğru bir şekilde yerine takılması, ağrıyı azaltabilir, çiğneme fonksiyonlarını geri kazandırabilir ve diğer komplikasyonları önleyebilir. İşte çene çıkığını yerine takma işleminin genel adımları: Hasta Değerlendirmesi: Hasta, çene çıkığının olduğu pozisyonda rahatlatılır ve değerlendirilir. Çene çıkığının türü ve şiddeti belirlenir. Gerekirse, röntgen veya diğer görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Anestezi Uygulaması: İşlem genellikle lokal anestezi altında yapılır. Hasta, ağrıyı hissetmez ve prosedür sırasında rahat olur. Çene Manipülasyonu: Çene, hasta konforunu sağlayacak şekilde desteklenir. Doktor, çene çıkığını düzeltmek için dikkatlice manipülasyon yapar. Bu, mandibulanın doğru pozisyona geri yerleştirilmesini içerir. Mandibula, genellikle alt çenenin arkasına doğru çekilir ve yukarıya doğru itilir. Çene Sabitleme: Çene, yerine getirildikten sonra, sabitlenmesi için belirli bir süre boyunca desteklenir. Hasta, belirli bir süre boyunca yumuşak bir diyet uygulamak veya belirli bir süre boyunca çiğnemekten kaçınmak gibi talimatlar alabilir. Sonrası Bakım: İşlem sonrası, hasta izlenir ve olası komplikasyonlar açısından değerlendirilir. Çene çıkığı tekrarlama riskini azaltmak için hasta, uygun koruyucu ekipman kullanımı veya diğer talimatlar alabilir. Hasta, iyileşme süreci boyunca düzenli kontroller ve gerekirse rehabilitasyon programlarına katılabilir. Çene çıkığını yerine takma işlemi, deneyimli bir sağlık uzmanı tarafından gerçekleştirilmelidir. Bu prosedür, doğru bir şekilde yapıldığında, hastanın semptomlarını hafifletebilir ve mandibulanın fonksiyonlarını geri kazandırabilir.
    ·4829 Görüntülenme
  • ANTERİOR OMUZ ÇIKIĞI REDÜKSİYONU (EXTERNAL ROTASYON YÖNTEMİ İLE)
    Anterior omuz çıkığının redüksiyonu, omuz eklemindeki çıkığın düzeltilmesi için yapılan bir işlemdir. Bu prosedür genellikle travmatik omuz dislokasyonlarının yönetiminde kullanılır. İşte anterior omuz çıkığının external rotasyon yöntemi ile redüksiyonu adımları:

    Hasta Hazırlığı:

    Hasta konforlu bir pozisyonda oturur veya yatar.
    Hasta bilgilendirilir ve işlem hakkında onay alınır.
    İşlem öncesi anestezi gerekip gerekmediği değerlendirilir.
    İşlem Hazırlığı:

    Sağlam omuzda, çıkığı olan omuzun hareketlerini kısıtlayacak şekilde pozisyon verilir.
    Omuz kaslarının gevşemesi için analjezik ve sedatif ilaçlar verilebilir.
    Omuz ekleminin dış rotasyonu için uygun pozisyon sağlanır.
    Redüksiyon Prosedürü:

    Doktor, hasta için genellikle bir sedye veya muayene masası seviyesinde durur.
    Çıkığın olduğu omuz, hasta dizinin hafifçe fleksiyon pozisyonunda ve dirseğin yere bastırıldığı pozisyonda yer alır.
    Hasta omzunun üzerine yaslanır ve omuzun dış rotasyon pozisyonunu korur.
    Doktor, hasta omzunun üstünden geçer, hasta dirseğini hafifçe ekstansiyon ve dış rotasyon pozisyonunda tutar.
    Doktor, dış rotasyon pozisyonunu korurken, dislokasyonu düzeltmek için dirseğe ve omuza doğru kuvvet uygular.
    Hasta bir veya iki "pop" sesi duyabilir ve çoğu zaman omuzun çıkık durumu düzelir.
    Sonrası Bakım ve İzlem:

    Redüksiyon başarıyla gerçekleştirildikten sonra, hasta omzunun stabilizasyonu ve dinlenmesi için bir askıya alınır.
    Hasta radyografik olarak değerlendirilir ve olası komplikasyonlar açısından izlenir.
    Fizik tedavi ve rehabilitasyon programı, omuzun güçlendirilmesi ve hareket aralığının yeniden kazanılması için başlatılabilir.
    Anterior omuz çıkığının redüksiyonu, dikkatli bir şekilde yapılmalı ve olası komplikasyonları azaltmak için uygun önlemler alınmalıdır. Bu prosedür, deneyimli bir sağlık uzmanı tarafından yapılmalı ve hasta güvenliği en üst düzeyde sağlanmalıdır.
    ANTERİOR OMUZ ÇIKIĞI REDÜKSİYONU (EXTERNAL ROTASYON YÖNTEMİ İLE) Anterior omuz çıkığının redüksiyonu, omuz eklemindeki çıkığın düzeltilmesi için yapılan bir işlemdir. Bu prosedür genellikle travmatik omuz dislokasyonlarının yönetiminde kullanılır. İşte anterior omuz çıkığının external rotasyon yöntemi ile redüksiyonu adımları: Hasta Hazırlığı: Hasta konforlu bir pozisyonda oturur veya yatar. Hasta bilgilendirilir ve işlem hakkında onay alınır. İşlem öncesi anestezi gerekip gerekmediği değerlendirilir. İşlem Hazırlığı: Sağlam omuzda, çıkığı olan omuzun hareketlerini kısıtlayacak şekilde pozisyon verilir. Omuz kaslarının gevşemesi için analjezik ve sedatif ilaçlar verilebilir. Omuz ekleminin dış rotasyonu için uygun pozisyon sağlanır. Redüksiyon Prosedürü: Doktor, hasta için genellikle bir sedye veya muayene masası seviyesinde durur. Çıkığın olduğu omuz, hasta dizinin hafifçe fleksiyon pozisyonunda ve dirseğin yere bastırıldığı pozisyonda yer alır. Hasta omzunun üzerine yaslanır ve omuzun dış rotasyon pozisyonunu korur. Doktor, hasta omzunun üstünden geçer, hasta dirseğini hafifçe ekstansiyon ve dış rotasyon pozisyonunda tutar. Doktor, dış rotasyon pozisyonunu korurken, dislokasyonu düzeltmek için dirseğe ve omuza doğru kuvvet uygular. Hasta bir veya iki "pop" sesi duyabilir ve çoğu zaman omuzun çıkık durumu düzelir. Sonrası Bakım ve İzlem: Redüksiyon başarıyla gerçekleştirildikten sonra, hasta omzunun stabilizasyonu ve dinlenmesi için bir askıya alınır. Hasta radyografik olarak değerlendirilir ve olası komplikasyonlar açısından izlenir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon programı, omuzun güçlendirilmesi ve hareket aralığının yeniden kazanılması için başlatılabilir. Anterior omuz çıkığının redüksiyonu, dikkatli bir şekilde yapılmalı ve olası komplikasyonları azaltmak için uygun önlemler alınmalıdır. Bu prosedür, deneyimli bir sağlık uzmanı tarafından yapılmalı ve hasta güvenliği en üst düzeyde sağlanmalıdır.
    ·4237 Görüntülenme
  • Hipokrat Yöntemiyle Omuz Redüksiyonu/Hippocratic Method Of Reducing Shoulder Dislocation
    Hipokrat yöntemi, ön omuz çıkıklarının düzeltilmesinde kullanılan geleneksel bir yöntemdir. Bu yöntem, adını antik Yunan hekimi Hipokrat'tan alır ve omuz çıkığının düzeltilmesi için kullanılan bir tekniktir. İşte omuz çıkığının Hipokrat yöntemiyle düzeltilmesinin tipik olarak nasıl yapıldığı:

    Hasta Pozisyonu: Hasta rahat bir şekilde oturur veya sırt üstü yatırılır.

    Operatör Pozisyonu: Operatör, etkilenen omuzun karşısında, hastaya yan yatmış veya diz çökerek pozisyon alır.

    Stabilizasyon: Operatör, bir eliyle hastanın akromiyonuna aşağı doğru bir baskı uygulayarak üst vücudunu sabitlerken, diğer eliyle etkilenen koldaki dirseği tutar.

    Kontraksiyon: Operatör, hastanın koluna uzunlamasına hafif bir çekme uygular, onu vücudundan uzaklaştırır.

    Dış Rotasyon: Çekmeyi sürdürerek, operatör kolun dışa doğru yavaşça dönmesini sağlar. Bu hareket, humerus başını ön glenoid kenarından çıkarmayı amaçlar.

    Kaldıraç: Operatör, kolun dışa doğru dönmesini desteklemek için, kolunu vücuduna veya uyluğuna koyarak humerusu kaldıraç olarak kullanabilir.

    Düzelme: Devam eden çekme ve dış rotasyonla, humerus başının glenoid çukuruna geri kayması ve çıkığın düzeltilmesi beklenir. Düzelme gerçekleştiğinde hissedilebilir veya işitilebilir bir tıkırtı veya tıkırtı duyulabilir.

    Düzelme Sonrası Değerlendirme: Düzelmeden sonra, omuz eklemi stabilitesi ve hareket açıklığı değerlendirilir. Omuzdan distaldeki nörovasküler durum, sinir veya damar yaralanması olmadığından emin olmak için kontrol edilir.

    Düzelme Sonrası Yönetim: Başarılı düzelme sonrasında, omuz genellikle rahatlık ve destek için askı veya omuz immobilizatörü ile sabitlenir. Tekrarlanmayı önlemek ve iyileşmeyi desteklemek için rehabilitasyon egzersizleri ve takip randevuları önerilebilir.

    Hipokrat yöntemi, ön omuz çıkıklarının düzeltilmesinde etkili olabilir, ancak bu işlem yalnızca teknik bilgiye sahip sağlık profesyonelleri tarafından yapılmalıdır. Ayrıca, hastanın rahatlığı için sedasyon veya analjezi gerekebilir.
    Hipokrat Yöntemiyle Omuz Redüksiyonu/Hippocratic Method Of Reducing Shoulder Dislocation Hipokrat yöntemi, ön omuz çıkıklarının düzeltilmesinde kullanılan geleneksel bir yöntemdir. Bu yöntem, adını antik Yunan hekimi Hipokrat'tan alır ve omuz çıkığının düzeltilmesi için kullanılan bir tekniktir. İşte omuz çıkığının Hipokrat yöntemiyle düzeltilmesinin tipik olarak nasıl yapıldığı: Hasta Pozisyonu: Hasta rahat bir şekilde oturur veya sırt üstü yatırılır. Operatör Pozisyonu: Operatör, etkilenen omuzun karşısında, hastaya yan yatmış veya diz çökerek pozisyon alır. Stabilizasyon: Operatör, bir eliyle hastanın akromiyonuna aşağı doğru bir baskı uygulayarak üst vücudunu sabitlerken, diğer eliyle etkilenen koldaki dirseği tutar. Kontraksiyon: Operatör, hastanın koluna uzunlamasına hafif bir çekme uygular, onu vücudundan uzaklaştırır. Dış Rotasyon: Çekmeyi sürdürerek, operatör kolun dışa doğru yavaşça dönmesini sağlar. Bu hareket, humerus başını ön glenoid kenarından çıkarmayı amaçlar. Kaldıraç: Operatör, kolun dışa doğru dönmesini desteklemek için, kolunu vücuduna veya uyluğuna koyarak humerusu kaldıraç olarak kullanabilir. Düzelme: Devam eden çekme ve dış rotasyonla, humerus başının glenoid çukuruna geri kayması ve çıkığın düzeltilmesi beklenir. Düzelme gerçekleştiğinde hissedilebilir veya işitilebilir bir tıkırtı veya tıkırtı duyulabilir. Düzelme Sonrası Değerlendirme: Düzelmeden sonra, omuz eklemi stabilitesi ve hareket açıklığı değerlendirilir. Omuzdan distaldeki nörovasküler durum, sinir veya damar yaralanması olmadığından emin olmak için kontrol edilir. Düzelme Sonrası Yönetim: Başarılı düzelme sonrasında, omuz genellikle rahatlık ve destek için askı veya omuz immobilizatörü ile sabitlenir. Tekrarlanmayı önlemek ve iyileşmeyi desteklemek için rehabilitasyon egzersizleri ve takip randevuları önerilebilir. Hipokrat yöntemi, ön omuz çıkıklarının düzeltilmesinde etkili olabilir, ancak bu işlem yalnızca teknik bilgiye sahip sağlık profesyonelleri tarafından yapılmalıdır. Ayrıca, hastanın rahatlığı için sedasyon veya analjezi gerekebilir.
    ·3734 Görüntülenme
  • ACİL SERVİSTE KIRIK ÇIKIK YÖNETİMİ PÜF NOKTALARI
    Acil serviste kırık ve çıkıkların yönetimi, hızlı ve etkili müdahale gerektiren önemli bir tıbbi durumdur. İşte acil serviste kırık ve çıkıkların yönetimi için bazı püf noktaları:

    Hızlı Değerlendirme ve Stabilizasyon:

    Hasta geldiğinde öncelikle hızlı bir değerlendirme yapılmalı ve yaşamı tehdit eden durumlar (kanamalar, solunum zorluğu vb.) tespit edilmelidir.
    Eğer hasta stabil değilse, hızlı bir şekilde stabilize edilmelidir. Özellikle kafa, boyun ve omurga travmalarında dikkatli bir şekilde hareket edilmelidir.
    Görüntüleme ve Tanı:

    Kırık ve çıkıkların tipi ve şiddeti belirlenmesi için röntgen, bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MR) gibi görüntüleme teknikleri kullanılmalıdır.
    Ağrı Yönetimi:

    Kırık ve çıkıklar genellikle şiddetli ağrıya neden olur. Ağrının hafifletilmesi için analjezikler (ağrı kesiciler) verilmelidir. Ancak, analjezik seçimi, hasta durumuna ve alerjilerine göre dikkatlice yapılmalıdır.
    Manipülasyon ve İmmobilizasyon:

    Yerinde kırıklar ve çıkıklar genellikle acil serviste manipüle edilir ve immobilize edilir. Bu işlem sırasında hasta konforu ve güvenliği göz önünde bulundurulmalıdır.
    Manipülasyon ve immobilizasyon sırasında travma sonrası kan akımı kontrol edilmeli ve dolaşım bozukluğu yaşanmamalıdır.
    Yara Bakımı:

    Kırık ve çıkıkların tedavisinde açık yaralar varsa, yara temizliği ve uygun pansuman uygulaması önemlidir. Enfeksiyon riskini azaltmak için uygun antibiyotik tedavisi düşünülmelidir.
    Takip ve Yönlendirme:

    Kırık ve çıkıkların tedavisi sonrasında hasta, takip edilmeli ve uygun bir tedavi planına yönlendirilmelidir. Gerektiğinde, ortopedist veya ilgili uzman hekime yönlendirme yapılmalıdır.
    Hasta Eğitimi:

    Hastaya, kırık veya çıkık sonrası bakımı ve rehabilitasyon sürecini anlatarak, evde uygun önlemlerin alınmasını sağlayacak eğitim verilmelidir.
    Duyarlılık ve Empati:

    Kırık ve çıkıklar, hastalar için fiziksel ve duygusal olarak zorlayıcı olabilir. Bu nedenle, sağlık personeli hastalarla empati kurmalı ve duyarlı bir yaklaşım sergilemelidir.
    Acil serviste kırık ve çıkıkların yönetimi, hızlı ve etkili müdahale gerektiren bir süreçtir. Bu süreçte hastanın yaşamı tehdit eden durumlar öncelikle ele alınmalı ve uygun tedavi planı hastanın durumuna göre uygulanmalıdır.
    ACİL SERVİSTE KIRIK ÇIKIK YÖNETİMİ PÜF NOKTALARI Acil serviste kırık ve çıkıkların yönetimi, hızlı ve etkili müdahale gerektiren önemli bir tıbbi durumdur. İşte acil serviste kırık ve çıkıkların yönetimi için bazı püf noktaları: Hızlı Değerlendirme ve Stabilizasyon: Hasta geldiğinde öncelikle hızlı bir değerlendirme yapılmalı ve yaşamı tehdit eden durumlar (kanamalar, solunum zorluğu vb.) tespit edilmelidir. Eğer hasta stabil değilse, hızlı bir şekilde stabilize edilmelidir. Özellikle kafa, boyun ve omurga travmalarında dikkatli bir şekilde hareket edilmelidir. Görüntüleme ve Tanı: Kırık ve çıkıkların tipi ve şiddeti belirlenmesi için röntgen, bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MR) gibi görüntüleme teknikleri kullanılmalıdır. Ağrı Yönetimi: Kırık ve çıkıklar genellikle şiddetli ağrıya neden olur. Ağrının hafifletilmesi için analjezikler (ağrı kesiciler) verilmelidir. Ancak, analjezik seçimi, hasta durumuna ve alerjilerine göre dikkatlice yapılmalıdır. Manipülasyon ve İmmobilizasyon: Yerinde kırıklar ve çıkıklar genellikle acil serviste manipüle edilir ve immobilize edilir. Bu işlem sırasında hasta konforu ve güvenliği göz önünde bulundurulmalıdır. Manipülasyon ve immobilizasyon sırasında travma sonrası kan akımı kontrol edilmeli ve dolaşım bozukluğu yaşanmamalıdır. Yara Bakımı: Kırık ve çıkıkların tedavisinde açık yaralar varsa, yara temizliği ve uygun pansuman uygulaması önemlidir. Enfeksiyon riskini azaltmak için uygun antibiyotik tedavisi düşünülmelidir. Takip ve Yönlendirme: Kırık ve çıkıkların tedavisi sonrasında hasta, takip edilmeli ve uygun bir tedavi planına yönlendirilmelidir. Gerektiğinde, ortopedist veya ilgili uzman hekime yönlendirme yapılmalıdır. Hasta Eğitimi: Hastaya, kırık veya çıkık sonrası bakımı ve rehabilitasyon sürecini anlatarak, evde uygun önlemlerin alınmasını sağlayacak eğitim verilmelidir. Duyarlılık ve Empati: Kırık ve çıkıklar, hastalar için fiziksel ve duygusal olarak zorlayıcı olabilir. Bu nedenle, sağlık personeli hastalarla empati kurmalı ve duyarlı bir yaklaşım sergilemelidir. Acil serviste kırık ve çıkıkların yönetimi, hızlı ve etkili müdahale gerektiren bir süreçtir. Bu süreçte hastanın yaşamı tehdit eden durumlar öncelikle ele alınmalı ve uygun tedavi planı hastanın durumuna göre uygulanmalıdır.
    ·7757 Görüntülenme
  • ETANOL ALIMI TANI-TEDAVİ-TABURCULUK PÜF NOKTALARI
    Etanol alımı, alkol zehirlenmesi olarak da bilinen ciddi bir tıbbi durumdur ve acil tıbbi müdahale gerektirebilir. İşte etanol alımı durumunda dikkate alınması gereken püf noktalar:

    Hızlı Tanı ve Acil Müdahale:

    Etanol alımı durumunda hızlı tanı ve acil müdahale hayati önem taşır. Zehirlenme belirtileri gösteren bir kişi hemen bir sağlık kuruluşuna götürülmelidir.
    Semptomların Tanınması:

    Etanol alımının semptomları arasında kusma, bilinç kaybı, solunum güçlüğü, hipotansiyon (düşük kan basıncı), taşikardi (hızlı kalp atışı) ve hipotermi (düşük vücut sıcaklığı) bulunabilir.
    Destekleyici Tedavi:

    Etanol alımı durumunda öncelikle destekleyici tedavi sağlanmalıdır. Bu, solunumun desteklenmesi, sıvı tedavisi, elektrolit dengesinin düzeltilmesi ve diğer semptomatik tedavileri içerir.
    Gerektiğinde Hava Yolu Güvencesi:

    Bilinç kaybı, aşırı kusma veya solunum güçlüğü gibi durumlarda, hava yolunun güvence altına alınması önemlidir. Bu, entübasyon gibi acil müdahaleleri içerebilir.
    Nörolojik İzlem:

    Etanol alımı sonrası nörolojik izlem önemlidir. Bilinç düzeyi ve nörolojik fonksiyonlar düzenli olarak değerlendirilmelidir.
    Hematodiyaliz:

    Etanol alımı durumunda ciddi zehirlenmelerde hematodiyaliz gibi ekstrakorporeal yöntemler etkili olabilir. Bu yöntem, kanı temizleyerek toksinleri vücuttan uzaklaştırır.
    Alkol Bağımlılığı Tedavisi:

    Etanol alımı vakalarında, tekrarlayan alkol kullanımının önlenmesi ve alkol bağımlılığının tedavisi önemlidir. Bu durumda hasta, alkol bağımlılığı tedavisi almak üzere uygun bir merkeze yönlendirilmelidir.
    Taburculuk Sonrası İzlem:

    Hastanın taburcu edilmesinden sonra düzenli izlem ve destek sağlanmalıdır. Hastanın durumunun düzelmesi ve alkol kullanımının kontrol altına alınması için gerekli tedbirler alınmalıdır.
    Aile ve Psikososyal Destek:

    Etanol alımı sonrası, hasta ve ailesine psikososyal destek sağlanmalıdır. Alkol bağımlılığı ve tekrarlayan zehirlenme riskini azaltmak için uygun danışmanlık ve rehabilitasyon hizmetleri sunulmalıdır.
    Etanol alımı durumu, acil tıbbi müdahale gerektiren ciddi bir durumdur. Bu nedenle, etanol alımı semptomları gösteren bir kişinin derhal bir sağlık kuruluşuna başvurması önemlidir. Burada belirtilen püf noktalar, etanol alımı durumunda etkili bir şekilde yönetim için önemli bir rehber sağlar.
    ETANOL ALIMI TANI-TEDAVİ-TABURCULUK PÜF NOKTALARI Etanol alımı, alkol zehirlenmesi olarak da bilinen ciddi bir tıbbi durumdur ve acil tıbbi müdahale gerektirebilir. İşte etanol alımı durumunda dikkate alınması gereken püf noktalar: Hızlı Tanı ve Acil Müdahale: Etanol alımı durumunda hızlı tanı ve acil müdahale hayati önem taşır. Zehirlenme belirtileri gösteren bir kişi hemen bir sağlık kuruluşuna götürülmelidir. Semptomların Tanınması: Etanol alımının semptomları arasında kusma, bilinç kaybı, solunum güçlüğü, hipotansiyon (düşük kan basıncı), taşikardi (hızlı kalp atışı) ve hipotermi (düşük vücut sıcaklığı) bulunabilir. Destekleyici Tedavi: Etanol alımı durumunda öncelikle destekleyici tedavi sağlanmalıdır. Bu, solunumun desteklenmesi, sıvı tedavisi, elektrolit dengesinin düzeltilmesi ve diğer semptomatik tedavileri içerir. Gerektiğinde Hava Yolu Güvencesi: Bilinç kaybı, aşırı kusma veya solunum güçlüğü gibi durumlarda, hava yolunun güvence altına alınması önemlidir. Bu, entübasyon gibi acil müdahaleleri içerebilir. Nörolojik İzlem: Etanol alımı sonrası nörolojik izlem önemlidir. Bilinç düzeyi ve nörolojik fonksiyonlar düzenli olarak değerlendirilmelidir. Hematodiyaliz: Etanol alımı durumunda ciddi zehirlenmelerde hematodiyaliz gibi ekstrakorporeal yöntemler etkili olabilir. Bu yöntem, kanı temizleyerek toksinleri vücuttan uzaklaştırır. Alkol Bağımlılığı Tedavisi: Etanol alımı vakalarında, tekrarlayan alkol kullanımının önlenmesi ve alkol bağımlılığının tedavisi önemlidir. Bu durumda hasta, alkol bağımlılığı tedavisi almak üzere uygun bir merkeze yönlendirilmelidir. Taburculuk Sonrası İzlem: Hastanın taburcu edilmesinden sonra düzenli izlem ve destek sağlanmalıdır. Hastanın durumunun düzelmesi ve alkol kullanımının kontrol altına alınması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Aile ve Psikososyal Destek: Etanol alımı sonrası, hasta ve ailesine psikososyal destek sağlanmalıdır. Alkol bağımlılığı ve tekrarlayan zehirlenme riskini azaltmak için uygun danışmanlık ve rehabilitasyon hizmetleri sunulmalıdır. Etanol alımı durumu, acil tıbbi müdahale gerektiren ciddi bir durumdur. Bu nedenle, etanol alımı semptomları gösteren bir kişinin derhal bir sağlık kuruluşuna başvurması önemlidir. Burada belirtilen püf noktalar, etanol alımı durumunda etkili bir şekilde yönetim için önemli bir rehber sağlar.
    ·8243 Görüntülenme
  • OMUZ ÇIKIĞI TAKILIŞI; SPASO TEKNİĞİ İLE OMUZ REDÜKSİYONU
    Omuz çıkığı, omuz ekleminin kemiklerinden birinin diğerinden çıkması durumudur. Spaso tekniği, omuz çıkığının acil tedavisinde kullanılan bir yöntemdir ve omuz redüksiyonu için etkili bir seçenektir. İşte Spaso tekniği ile omuz redüksiyonunun temel adımları:

    Hasta Konumlandırma: Hasta yatırılır ve rahat bir pozisyon alması sağlanır. Hastanın sırtı düz bir zeminde olmalıdır.

    Kas Gevşetme: Omuz çıkığının gerçekleştiği bölgeyi çevreleyen kaslar gevşetilmelidir. Bu, genellikle hasta rahatlatılarak ve sakinleştirilerek yapılır.

    Analjezi Uygulama: Hasta için ağrıyı hafifletmek için lokal anestezikler veya analjezikler kullanılabilir. Bu, omuzdaki ağrıyı azaltır ve redüksiyon işlemini kolaylaştırır.

    Omuzun Redüksiyonu: Spaso tekniği, omuz çıkığını düzeltmek için özel bir hareket kullanır. Bu hareket, uzman bir sağlık profesyoneli tarafından yapılmalıdır. Genellikle omuzun çekilmesi veya itilmesi gibi manipülasyonlarla omuz ekleminin yerine oturtulması sağlanır.

    İzlem ve Rehabilitasyon: Omuz redüksiyonu yapıldıktan sonra, hasta yakından izlenmeli ve gerekirse rehabilitasyon programına alınmalıdır. Bu, omuzun gücünü ve hareket aralığını geri kazandırmak için fizyoterapi ve egzersizleri içerebilir.

    Omuz çıkığı durumunda, Spaso tekniği gibi redüksiyon yöntemleri acil tıbbi müdahale gerektirir. Bu işlemi deneyimli bir sağlık profesyoneli gerçekleştirmelidir. Ayrıca, omuz çıkığı sonrasında tekrarlayan çıkıkları önlemek için uygun önlemler alınmalı ve gerektiğinde doktora başvurulmalıdır.
    OMUZ ÇIKIĞI TAKILIŞI; SPASO TEKNİĞİ İLE OMUZ REDÜKSİYONU Omuz çıkığı, omuz ekleminin kemiklerinden birinin diğerinden çıkması durumudur. Spaso tekniği, omuz çıkığının acil tedavisinde kullanılan bir yöntemdir ve omuz redüksiyonu için etkili bir seçenektir. İşte Spaso tekniği ile omuz redüksiyonunun temel adımları: Hasta Konumlandırma: Hasta yatırılır ve rahat bir pozisyon alması sağlanır. Hastanın sırtı düz bir zeminde olmalıdır. Kas Gevşetme: Omuz çıkığının gerçekleştiği bölgeyi çevreleyen kaslar gevşetilmelidir. Bu, genellikle hasta rahatlatılarak ve sakinleştirilerek yapılır. Analjezi Uygulama: Hasta için ağrıyı hafifletmek için lokal anestezikler veya analjezikler kullanılabilir. Bu, omuzdaki ağrıyı azaltır ve redüksiyon işlemini kolaylaştırır. Omuzun Redüksiyonu: Spaso tekniği, omuz çıkığını düzeltmek için özel bir hareket kullanır. Bu hareket, uzman bir sağlık profesyoneli tarafından yapılmalıdır. Genellikle omuzun çekilmesi veya itilmesi gibi manipülasyonlarla omuz ekleminin yerine oturtulması sağlanır. İzlem ve Rehabilitasyon: Omuz redüksiyonu yapıldıktan sonra, hasta yakından izlenmeli ve gerekirse rehabilitasyon programına alınmalıdır. Bu, omuzun gücünü ve hareket aralığını geri kazandırmak için fizyoterapi ve egzersizleri içerebilir. Omuz çıkığı durumunda, Spaso tekniği gibi redüksiyon yöntemleri acil tıbbi müdahale gerektirir. Bu işlemi deneyimli bir sağlık profesyoneli gerçekleştirmelidir. Ayrıca, omuz çıkığı sonrasında tekrarlayan çıkıkları önlemek için uygun önlemler alınmalı ve gerektiğinde doktora başvurulmalıdır.
    ·3411 Görüntülenme
  • 15000TRY - 25000TRY / Ay

    Konum

    Ankara

    Tür

    Tam Zamanlı

    Durum

    Açık

    Test Tıp Merkezi olarak, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı arayışındayız. Bu pozisyon, kas-iskelet sistemi hastalıkları ve yaralanmaları konusunda uzmanlaşmış bir profesyoneli bünyemize katmayı amaçlamaktadır.

    Sorumluluklar:

    Ortopedik hastalıkların ve yaralanmaların tanı ve tedavi süreçlerini yönetmek.
    Ameliyat gerektiren durumlarda cerrahi müdahaleleri gerçekleştirmek.
    Travma sonrası yaralanmalarda acil müdahalelerde bulunmak ve tedavi planlamak.
    Protez ve ortez uygulamaları yapmak.
    Rehabilitasyon programları oluşturmak ve izlemek.
    Kas-iskelet sistemi hastalıkları konusunda hastalara ve yakınlarına danışmanlık hizmetleri sunmak.
    Test Tıp Merkezi olarak, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı arayışındayız. Bu pozisyon, kas-iskelet sistemi hastalıkları ve yaralanmaları konusunda uzmanlaşmış bir profesyoneli bünyemize katmayı amaçlamaktadır. Sorumluluklar: Ortopedik hastalıkların ve yaralanmaların tanı ve tedavi süreçlerini yönetmek. Ameliyat gerektiren durumlarda cerrahi müdahaleleri gerçekleştirmek. Travma sonrası yaralanmalarda acil müdahalelerde bulunmak ve tedavi planlamak. Protez ve ortez uygulamaları yapmak. Rehabilitasyon programları oluşturmak ve izlemek. Kas-iskelet sistemi hastalıkları konusunda hastalara ve yakınlarına danışmanlık hizmetleri sunmak.
    ·3782 Görüntülenme
  • 15000TRY - 25000TRY / Ay

    Konum

    Ankara

    Tür

    Tam Zamanlı

    Durum

    Açık

    Test Tıp Merkezi olarak, Nöroloji Uzmanı arıyoruz. Bu pozisyon, sinir sistemi hastalıklarının tanı ve tedavisinde uzmanlaşmış bir profesyoneli bünyemize katmayı amaçlamaktadır.

    Sorumluluklar:

    Nörolojik hastalıkların tanı ve tedavi süreçlerini yürütmek.
    Migren, inme, epilepsi, Parkinson hastalığı gibi yaygın nörolojik rahatsızlıkları yönetmek.
    Nörolojik muayeneler yapmak ve nörolojik testler (EEG, EMG, MRI, vb.) yorumlamak.
    İleri düzeyde nörolojik cerrahi gerektiren vakaları değerlendirmek ve yönlendirmek.
    Nörolojik rehabilitasyon programları hazırlamak ve izlemek.
    Hastaları nörolojik rahatsızlıklar hakkında bilgilendirmek ve desteklemek.
    Test Tıp Merkezi olarak, Nöroloji Uzmanı arıyoruz. Bu pozisyon, sinir sistemi hastalıklarının tanı ve tedavisinde uzmanlaşmış bir profesyoneli bünyemize katmayı amaçlamaktadır. Sorumluluklar: Nörolojik hastalıkların tanı ve tedavi süreçlerini yürütmek. Migren, inme, epilepsi, Parkinson hastalığı gibi yaygın nörolojik rahatsızlıkları yönetmek. Nörolojik muayeneler yapmak ve nörolojik testler (EEG, EMG, MRI, vb.) yorumlamak. İleri düzeyde nörolojik cerrahi gerektiren vakaları değerlendirmek ve yönlendirmek. Nörolojik rehabilitasyon programları hazırlamak ve izlemek. Hastaları nörolojik rahatsızlıklar hakkında bilgilendirmek ve desteklemek.
    ·5346 Görüntülenme
  • 15000TRY - 25000TRY / Saat

    Konum

    Ankara

    Tür

    Tam Zamanlı

    Durum

    Açık

    Test Tıp Merkezi olarak, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı arıyoruz. Bu pozisyon, fiziksel tıp ve rehabilitasyon alanında deneyimli ve uzmanlaşmış bir profesyoneli bünyemize katmayı amaçlamaktadır.

    Sorumluluklar:

    Hastaların fiziksel ve fonksiyonel durumlarını değerlendirmek.
    Rehabilitasyon programları ve tedavi planları oluşturmak ve uygulamak.
    Fizik tedavi, egzersiz terapisi, manipülasyon, akupunktur gibi tedavi yöntemlerini uygulamak.
    Kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları, omurga yaralanmaları, nörolojik hastalıklar ve ameliyat sonrası rehabilitasyon gibi çeşitli durumların tedavisini yönetmek.
    Hastaların iyileşme sürecini takip etmek ve tedavi planlarını gerektiğinde ayarlamak.
    Rehabilitasyon ekibi ile koordineli bir şekilde çalışarak multidisipliner bir yaklaşım benimsemek.
    Test Tıp Merkezi olarak, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı arıyoruz. Bu pozisyon, fiziksel tıp ve rehabilitasyon alanında deneyimli ve uzmanlaşmış bir profesyoneli bünyemize katmayı amaçlamaktadır. Sorumluluklar: Hastaların fiziksel ve fonksiyonel durumlarını değerlendirmek. Rehabilitasyon programları ve tedavi planları oluşturmak ve uygulamak. Fizik tedavi, egzersiz terapisi, manipülasyon, akupunktur gibi tedavi yöntemlerini uygulamak. Kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları, omurga yaralanmaları, nörolojik hastalıklar ve ameliyat sonrası rehabilitasyon gibi çeşitli durumların tedavisini yönetmek. Hastaların iyileşme sürecini takip etmek ve tedavi planlarını gerektiğinde ayarlamak. Rehabilitasyon ekibi ile koordineli bir şekilde çalışarak multidisipliner bir yaklaşım benimsemek.
    ·3534 Görüntülenme