Akut Solunum Distres Sendromu (ARDS), ciddi akciğer hasarı ve akciğerde sıvı birikimi ile karakterize, hayatı tehdit eden bir solunum durumudur. ARDS, ağır viral veya bakteriyel enfeksiyonlar, aspirasyon (mide içeriğinin akciğerlere kaçması), travma veya akciğerlere zarar verebilecek diğer faktörler sonucu ortaya çıkabilir. Bu durum, akciğerlerin oksijen almasını ve kan dolaşımına oksijen taşımasını zorlaştırır, bu da organlara yeterli oksijen ulaşmamasına neden olabilir.

ARDS'nin tedavisi esas olarak altta yatan nedenin ele alınmasına ve hastanın solunum fonksiyonlarının desteklenmesine odaklanır. Solunum desteği, oksijen tedavisi ve gerektiğinde mekanik ventilasyonu içerebilir. Mekanik ventilasyon, hastanın solunum yollarına yerleştirilen bir tüp (endotrakeal tüp) aracılığıyla gerçekleştirilir ve cihaz, hastanın nefes alıp vermesine yardımcı olur.

ARDS tedavisinde kullanılan solunum stratejileri, düşük tidal hacimler (akciğerlere gönderilen hava miktarı) ve pozitif son ekspiratuar basınç (PEEP) kullanımını içerebilir. Bu yaklaşımlar, akciğer dokusuna daha fazla zarar vermeden oksijen alışverişini optimize etmeyi amaçlar. Ayrıca, hastalar genellikle yüzüstü (prone) pozisyonunda yatırılarak tedavi edilir; bu, akciğerlerin daha iyi havalandırılmasını ve oksijenasyonun iyileştirilmesini sağlar.

ARDS ile mücadele eden hastalar sık sık yoğun bakım ünitesinde tedavi görürler. Yoğun bakımda, hastanın vital bulguları, kan gazları ve diğer kritik parametreler sürekli olarak izlenir. Bu, tedaviye hızla müdahale edilmesini ve hastanın durumuna göre ayarlamalar yapılmasını sağlar.

Hastanın iyileşme süreci genellikle uzundur ve yoğun rehabilitasyon gerektirir. ARDS'den kurtulan hastalar, akciğer fonksiyonlarında kalıcı değişiklikler yaşayabilir ve nefes alma kabiliyetlerinde sınırlamalarla karşılaşabilirler. Bu nedenle, solunum terapisi, fizik tedavi ve diğer destekleyici tedaviler, hastanın uzun vadeli iyileşmesi ve yaşam kalitesinin artırılması için önemlidir.